tag:blogger.com,1999:blog-86765453807288363112024-02-20T12:17:28.086-05:00Türk YurduTürk Ocakları Sivil Toplum Alanında Türklüğe Hizmet Etmeyi Amaçlayan Yüz Yıllık Bir Hizmet ÇınarıdırUnknownnoreply@blogger.comBlogger50125tag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-71864983319636430012009-10-25T15:33:00.003-04:002009-10-25T15:36:48.121-04:00GENÇLİĞE HİTABE<strong><span style="font-size:180%;"></span> <div align="left">
</strong></div>
<strong><span style="font-size:130%;color:#ff0000;">Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! </span></strong><p><strong><span style="font-size:130%;color:#000099;"></span></strong></p><p><span style="font-size:130%;"></span><strong><span style="color:#000099;"></p></span></strong><strong><span style="color:#000099;"><div align="right">
Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
20 Ekim 1927 </span></strong></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-4179307056099450892009-09-10T15:50:00.001-04:002009-09-10T15:55:54.293-04:00Türk Ocakları Genel Merkezinin Basın Açıklaması23 Ağustos 2009
Türk Ocakları, milli varlığımızı, milli bekamızı ve güvenliğimizi, milli kültürümüzü ilgilendiren temel meseleleri faaliyet konusu yapmak, bunlara ilişkin çözümler aramak, düşünceler geliştirmek maksadıyla kurulan yüzyıllık bir hizmet çınarıdır.
Bugün de kuruluşundaki amaç ve ilkeleri özenle koruyarak işlevini yerine getiren milliyetçi bir sivil toplum kuruluşu olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Sık sık vurguladığımız gibi, Türkiye’nin son dönemlerdeki birinci gündem maddesi bölücü terör ve ona vücut veren etnik fitnedir. 25 yıldır sürüp gelen bu problemi ülkemizin huzuru, güvenliği ve geleceği açısından halletmek mecburiyetindeyiz.
Hükümetin bu konuya ilişkin olarak başlattığı “açılım” girişimlerini yakından izliyoruz. İçeriği belirsiz olan, henüz oluşmamış-oluşturulmamış bir politikayı peşinen benimseyip desteklemek doğal olarak söz konusu değildir. Görüşlerimizi yayın organımız Türk Yurdu dergisinde ve web sitemizde Genel Başkanımız Nuri Gürgür’ün ve diğer yazarlarımızın kalemlerinden düzenli şekilde kamuoyuna sunuyoruz.
Son olarak İç İşleri bakanı Sayın Beşir Atalay sürdürdüğü temaslar cümlesinden bizleri bilgilendirmek maksadıyla Genel Merkezimizi ziyaret etti. Genel Başkanımız ve Yönetim Kurulumuzla bir saate yakın bir görüşme yaptı. Genel Başkanımız Nuri Gürgür Türk Ocaklarının görüş ve düşüncelerini şifahi olarak anlattı ve bunları kapsayan bir dosyayı kendilerine sundu. Bu dosya web sayfamızda da yayınlandı.
<blockquote><em><strong>Gerek bu görüşme, gerekse bazı gazetelerde Türk Ocağıyla ilgili yapılan haberlerde objektif habercilik yerine gazetelerin kendi bakış açılarını yansıttıkları, cümlelerin cımbızla seçilip haber yapıldığı, başlığın da buna göre atıldığı görülmektedir. Bu tarz habercilik esef vericidir. Sonuçta kafa karışıklığı doğurmakta, bazı yanlış değerlendirmelere ve hükümlere yol açmaktadır. </strong></em></blockquote>
Türk Ocakları amacı ve ilkeleri net olan, son derece şeffaf ve açık çalışan, şahsi hesapları ve siyasi beklentileri olmayan, gücünü milliyetçi camiadan ve inancından alan, sorumluluğunun bilincinde, kâmil anlamda bir “mefkûre ocağıdır.”
Ülkemizin kanayan yarası etno-milliyetçi bölücü terör ve bu konuya ilişkin “açılım girişimleri” üzerindeki görüşlerimizi kısaca özetleyerek, zamana yayılmakta oluşu nedeniyle, özellikle konuya ilişkin çalışmalarımızı topluca izleme fırsatı bulamayan gönüldaşlarımızın sağlıklı bir değerlendirme yapmalarına yardımcı olmayı yararlı görüyoruz:
1- Bölücü terör, etnik milliyetçi Kürtçülük hareketinin eseridir. Konuya çözüm ararken öncelikle terörü doğuran sosyal ve psikolojik zemini dikkate almak, bin yıldır yaşanan birlikteliğin son dönemde bozulmasının, belirli bir kitlede farklı bir aidiyet bilincinin oluşmasının sebeplerini araştırmak, buna önlem almak zorundayız.
2- Bölücü terör hem bazı batılı ülkelerde, hem de içimizdeki eski solcu ve liberal çevrelerde “bir halkın kurtuluş mücadelesi” şeklinde algılanıyor, meşru sayılıyor ve destekleniyor. 80 öncesinde devletle ideolojik nedenlerle çatışıp yıkmaya çalışan günümüzün neo-liberal ve demokrat kesimleri, yarım kalmış hesaplarını demokratikleşme, haklar ve özgürlükler gibi evrensel değerler üzerinden yürütmeye çalışıyorlar. Hükümet bunları, gerçek yüzlerini ve esas niyetlerini görmezlikten gelerek kılavuz yapmak isterse daha baştan çıkmaza saplanır. Girişimlerini kuşkulu hale getirir.
3- Problemin kilit unsuru PKK’nın varlığıdır. Bölgede 5–6 bin silâhlı militanın tehdidi hüküm sürdükçe, halkın iradesini özgürce ortaya koyması mümkün olmaz. Atılacak her adım denize dökülen bir kova su gibi sonuçsuz kalır.
4- PKK-DTP sözcülerinin ve Öcalan’ın çözüm adına ileri sürdükleri isekler, üzerinde durulmaya deymeyecek hezeyanlardır. Bunların ciddiye alınıp müzakere edilmesini tavsiye eden neo-liberal kalemler devleti örgüte teslim olmaya zorluyorlar.
5- Bu cümleden olarak:
a. Anayasanın değiştirilerek Türk ve Türklükle ilgili kavramların metinden çıkarılmasını istemek,
b. Yerel yönetimlerin yetkilerinin genişletilmesi adı altında otonomiye, yerel özerkliğe kapı açmak,
c. Kürtçeyi eğitim kurumlarına taşıyarak, kamusal alanlarda kullanılmasının önünü açarak Türkçeyle eş değer hale getirmeye çalışmak,
ç. Etnik kimlikle politika yapmayı önermek,
d. Genel bir af çıkararak PKK militanlarına ve Öcalan’a siyaset yapma imkânı hazırlamak, PKK’nın silâh yoluyla elde demediği sonuçlara yasal yollardan ulaşmak anlamına gelen girişimlerdir. Bunların “vatana ihanetten” başka tanımlaması yapılamaz.
6- Türkiye devleti bazılarının göstermeye çalıştığı gibi aciz ve güçsüz değildir. Güvenlik güçlerimizin terörle mücadelede başarısız olduklarını söylemek tarihi bir iftiradır. Siyasetçilerin kendi alanlarındaki görevlerini yerine getirmeyişleri sonucu ortaya çıkan boşluğun sorumluluğunu güvenlik güçlerine yüklemek haksızlık olur.
7- Çözüm arama girişimleri sürdürülürken güvenlik güçlerinin olumsuz etkilenmemesi, morallerinin yüksek tutulması için gerekenler mutlaka yapılmalı, bölgede teyakkuz halinde olunmalı, özellikle istihbarat faaliyetleri çok daha artırılarak PKK adım adım izlenmeli, gerekli hallerde tereddüt etmeden müdahale yapılmalıdır.
8- Çözüm girişimlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için konu iki ana muhalefet partisiyle birlikte ele alınmalı, bir devlet politikası şeklinde inşa edilmeli, siyasi polemiklerle yıpratılıp çıkmaza girmemesi için dikkatli, basiretli ve diplomatik teamüllere uygun bir yol izlenmelidir.
9- Demokratikleşme iddiasıyla farklılıklar üzerinde yoğunlaşarak bunları daha belirgin hale getirecek girişimler yapmak son derece yanlış olur. Tam tersi yapılmalı, müştereklikler ön plâna çıkarılıp ele alınmalı, ortak paydalar olabildiğince güçlendirilmelidir. Bireysel hak ve özgürlüklerin tüm toplum kesimlerinde ve ülke genelinde yaygınlaştırılması, evrensel standartlara ulaşılması amaç olmalıdır. Ancak bu girişimlerin kolektif haklara dönüştürülerek siyasi amaçlar için kullanılmasına göz yummak, hatta imkân hazırlamak Türkiye’yi ayrışmaya götürür. Bundan özenle kaçınılmalıdır.
10- PKK tehdit unsuru olmaktan çıkarılmadıkça, silâh bırakmadıkça, çözüm adına atılacak her adım örgütün başarısı şeklinde değerlendirilecek, yürütülecek propaganda sonucu bölge halkının devlete güveni biraz daha zayıflarken, örgüt inisiyatifi ele geçirmek imkânı bulacaktır.
TÜRK OCAKLARI GENEL MERKEZİUnknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-23028103292082662132009-09-10T15:38:00.003-04:002009-09-10T15:50:21.971-04:00O “Kürt Açılımı” Pandora’nın Kutusudur!....................
<strong><span style="color:#330099;">Görünen köy kılavuz istemeyecek kadar ortada. Türkiye, “Kürt açılımı” ile kendi içinde Barzani’nin “Kürt ulusu” diye adlandırdığı yapının inşasını kolaylaştırmakla kalmıyor, beraberinde yıllar önce kararlaştırılan “entegrasyon planlarıyla” da Barzani’nin palazlanıp, Bağdat’a meydan okumasına, yani Irak’ın parçalanmasına bilerek-bilmeyerek katkıda bulunuyor. Böylesi bir gelişmenin Suriye ve İran’ı da domino taşı gibi tetikleyeceği, bölgenin topyekun ateş topuna döneceği belli.
Bu felaketi önlemek büyük ölçüde yine Türkiye’nin elindedir. Gerçek “çözüm paketi” de, Kürt açılımında frene basılması, Erbil’de konsolosluk açma fikrinden vazgeçilmesi, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Erbil’i ziyaret programını iptal edilmesi, Nabucco Projesine Barzani’nin katılmasına karşı çıkılması ve elbette ki Kerkük’e, Türkmenlere yeniden sahip çıkılmasıdır. </span></strong>
<strong><span style="color:#330099;"></span></strong>
<strong><span style="color:#330099;"><span style="color:#cc0000;">Alıntıdır:Tamamını buradan okuyabilirsiniz.</span> <a href="http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=Yorumlar&pa=showpage&pid=385">http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=Yorumlar&pa=showpage&pid=385</a>
</span></strong><strong><span style="color:#330099;"></span></strong>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-15856470570720889392009-09-03T13:42:00.003-04:002009-09-03T13:50:01.722-04:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmPjchzjG8XwwnI3qIx6Zt9M7bByMnlLZbptNbgE6YZQTQIV6KtoN9nHA3DLf2GKUO3SajxBPU3qD0SyogvJHZ7JOcrbfBVhnjqFoWlyhR71ade27e0BqMgJ8cFmhYDtW3chWVhgaagQRm/s400/ATATURK+SÄ°VAS+kopya.jpg"><img style="WIDTH: 488px; CURSOR: hand; HEIGHT: 357px" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmPjchzjG8XwwnI3qIx6Zt9M7bByMnlLZbptNbgE6YZQTQIV6KtoN9nHA3DLf2GKUO3SajxBPU3qD0SyogvJHZ7JOcrbfBVhnjqFoWlyhR71ade27e0BqMgJ8cFmhYDtW3chWVhgaagQRm/s400/ATATURK+S%C4%B0VAS+kopya.jpg" border="0" /></a>
************
<div style="PADDING-RIGHT: 10px; PADDING-LEFT: 10px; FONT-WEIGHT: bold; FONT-SIZE: 20pt; FILTER: shadow(color:black); FLOAT: right; PADDING-BOTTOM: 10px; COLOR: forestgreen; PADDING-TOP: 10px; FONT-FAMILY: georgia" width="100">Efendiler! Avrupa'nın bütün ilerlemesine,yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisinde yuvarlana durmuştur.Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak,bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak,bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi.Halbuki,hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle,ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? ...Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
</div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-65790193434402840442009-09-03T12:46:00.000-04:002009-09-03T12:47:44.258-04:00<a href="http://img169.imageshack.us/img169/8641/11285551893728ti.jpg"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 494px; CURSOR: hand; HEIGHT: 320px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://img169.imageshack.us/img169/8641/11285551893728ti.jpg" border="0" /></a>
<div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-84042273546397155122009-07-10T17:34:00.002-04:002009-08-18T17:28:42.762-04:00<a href="http://www.ankaraturkocagi.org.tr/images/parmakizi.gif"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 100px; CURSOR: hand; HEIGHT: 144px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://www.ankaraturkocagi.org.tr/images/parmakizi.gif" border="0" /></a>
<div><strong><span style="color:#000099;">Doğu Türkistan’dan alınan haberlere göre Urumçi’de yeni bir katliam yaşanıyor. Çin’in kendi haber ajansının dışında bilgi almak çok zor olduğundan ölenlerin gerçek sayısının ne olduğunu kesinlikle bilmek mümkün değil. Ancak çok zor şartlar altında bölgeden alınan bilgiler bu sayının 300 civarında olduğunu gösteriyor.
Çin Dünya’nın gözünün içine baka baka Doğu Türkistan’da ilk çağları hatırlatan insanlık dışı korkunç bir baskı uyguluyor. 30 milyona yakın Doğu Türkistanlı en doğal insan haklarından mahrum bırakılarak kölelik rejimi altında hayatta kalmaya çalışıyor. Çin milyonlarca km2 lik bir alanı hapishane haline getirmiş durumda. Oradaki insanların Türk ve Müslüman oluşu, bölgenin Batı nazarında öncelikli güzergah olmayışı, Çin’in güce dayalı militarist bir yönetim olması gibi nedenlerle milyonlarca Doğu Türkistanlı kaderleriyle baş başa var olma mücadelesi veriyorlar.
Urumçi’deki son katliam Çin’in ilk uygulaması olmadığı gibi sonuncusu da olmayacak gibi görünüyor. Dünya’nın ilgisizliği, bu vahşete hiçbir yaptırımın uygulanmayışı, Doğu Türkistan Türklerinin bir milyar iki yüz milyonluk bir kitleye karşı koyma imkânlarının bulunmayışı bu elim tabloyu ortaya çıkarıyor.
Doğu Türkistanlılara reva görülen bu insanlık dışı zulüm devam ettiği sürece, hukuk, insan hakları ve demokrasi gibi çağdaş evrensel değerlerin ahlâkî bir geçerliliği kalmıyor. Bu kavramları güncel ve geçerli kılmaya çalışan başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını çağımız için yüzkarası olan bu Çin zulmünü durdurmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz.
</span></strong>TÜRK OCAKLARI GENEL MERKEZİ
<a href="http://img138.imageshack.us/img138/4151/cinmallwu6.gif"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 435px; CURSOR: hand; HEIGHT: 60px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://img138.imageshack.us/img138/4151/cinmallwu6.gif" border="0" /></a></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-26592989047527911202008-05-24T20:15:00.007-04:002008-05-24T21:02:36.094-04:00<object height="336" width="420"><param name="movie" value="http://www.dailymotion.com/swf/x5jkhp&related=1"><param name="allowFullScreen" value="true"><param name="allowScriptAccess" value="always"><embed src="http://www.dailymotion.com/swf/x5jkhp&related=1" type="application/x-shockwave-flash" width="420" height="336" allowfullscreen="true" allowscriptaccess="always"></embed></object>
<b><a href="http://www.dailymotion.com/video/x5jkhp_sivas-turk-oca_music">Sivas türk ocaÄ�ı</a></b>
<i>Uploaded by <a href="http://www.dailymotion.com/dedekorkut">dedekorkut</a></i>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-25102269286197542182008-05-13T18:45:00.007-04:002008-06-16T18:38:00.964-04:00<img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 200px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://media.bigoo.ws/content/24/265924/Swirls.gif" border="0" />
<div><a href="http://media.bigoo.ws/content/gif/flowers/flowers_92.gif"></a>
<div><a href="http://turkyurdu-resimler.blogspot.com/"><img alt="Oğul bugün seni Rüyamda gördüm, Boynuna sarıldım Alnından öptüm. Yemyeşil bir yorgan Üstüne örtüm, Dediler şehittir Başın sağolsun Oğlum şehit olmuş Vatan sağolsun. Al kanlara koyup Salmışlar seni, Kahpe kurşunuyla Vurmuşlar seni. Oğul al bayrağa Sarmışlar seni, Dediler şehittir Başın sağolsun, Oğlum şehit olmuş Vatan sağolsun. Bir yavrum daha var Hazır ederim, Sanma bu dünyada Boş kalır yerin. İntikamın alır Şanlı Mehmedim, Dediler şehittir Başın sağolsun, Oğlum şehit olmuş Vatan sağolsun. Arkada kalmasın Oğul gözlerin, Çelikten bir duvar Mehmetçiklerim. Nasıl dayanırsan Dayan yüreğim, Dediler şehittir Başın sağolsun, Oğlum şehit olmuş Vatan sağolsun Helal olsun kanımız Canım Türkiyem sana, Bir oğul değil bir, Bin Oğul feda sana. " src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8z0fmqaGEjCybKDi26dro1kYOdSQQXOW1g1rKsUZug56PVDQjqHZNmmJnRxUajygtebaViPJyQQZxr1pIkMYFqwn6xkwfR7ytSoqUY_s6g0jEazCo8E6SpW1fvj5FanLtjEkLaYQTzT4/s320/sivas+turk+ocagi.jpg" border="0" /></a>
<a href="http://turkyurdu-resimler.blogspot.com/"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 158px; CURSOR: hand; HEIGHT: 91px; TEXT-ALIGN: center" height="109" alt="" src="http://media.bigoo.ws/content/gif/flowers/flowers_242.gif" border="0" /></a>
***
<a href="http://sivasturkocagi-resimler.blogspot.com/"><img alt="Gönüldaşlar sayfamıza yeni resimler eklendi" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgzDxESZDp8dGTee6Dq_Qx6TYYw1CadXreI79elkWkVEY5Uzc69rbQ2iBoDb-NS9n09D27YquqDlge9K3E-OEvDCuJRi60RDeuAYJC1bTnXZYd5BfV3CJt4hRP7cIlwXVry0Az_Li85MIBh/s400/t%C3%BCrk%C3%BCn+g%C3%BCzeli.jpg" border="0" /></a></div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-66113699536401339012008-04-25T16:46:00.001-04:002008-04-25T17:07:10.911-04:00Hangi Hükümet Hangi Kurumlarımızı Sattı...
Özelleştirmeler adı altında yapılan satışlar ile ekonomimiz ciddi yaralar alırken, milli değerlerimiz hızla el değiştirirken ülke borçlarımız eksilmediği gibi katlanarak büyüyor. Gelirlerinin nerelere harcandığının cevabı da Türk kamuoyuna verilmesi gerekiyor, verilemiyorsa eğer hukuk insanlarının da ülke adına hesap sorması gerekiyor ?
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali’nin özelleştirilmelerle ilgili anlamlı görüşü şöyleydi
“ <strong><span style="color:#ff6600;">yeterli alt yapıya sahip olmayan azgelişmiş ülkelerin özelleştirmeden herhangi bir yarar sağlamaları mümkün değildir. Bu unsurların yeterince gelişmemiş olduğu toplumlarda piyasa ekonomisi kısa sürede bir soygun düzenine dönüşmektedir</span></strong> ” diyor (Metin Aydoğan’ın "Ne yapmalı" Kitabı).
Sizce de öyle değil mi ?
2008 yılında öngörülen büyük özelleştirmeler listesinde Halk Bankası, Karadeniz Bakır İşletmeleri, SEKA, Türkiye Demir Çelik İşletmeleri, Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş., Tekel, Türkiye Denizcilik İşletmeleri bunlardan bazıları ve sırada bekleyen Şeker fabrikalarımızı ve diğer kalan limanlarımız köprüler, otoyollarımızı, Türkiye'nin en büyük fosfat yataklarının bulunduğu yıllardır atıl durumda bırakılan Mardin Mazıdağı, Nehirlerimiz vs unutmamamız gerekir.
Aşağıda detaylarıyla tüm satılan şirketlerimize ait bilgileri toplu olarak bulacaksınız. Uzun süreli çalışmanın ve araştırmanın ürünü olan bu çalışma birçok kaynaklardan derlenerek en doğru bilgilere zar zor ulaşılarak hazırlanılmıştır.
Çünkü satılan milli değerlerimizden çok satılmış insanların yalan yanlış beyanatlarıyla dolu olan medyamızda bu bilgilere ulaşmak için büyüteç gerekiyordu.
Ülkemizde her şey satıldığı için doğal olarak da listem çok uzun oldu umarım sıkılmadan okursunuz...
<a href="http://turkyurdu-makaleler.blogspot.com/">Makalenin devamını <em><strong><span style="font-size:130%;color:#ffcc66;">BURADAN</span></strong> </em>okuyabilirsiniz </a>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-16984776292355679552008-03-18T17:48:00.005-04:002008-06-06T21:24:51.616-04:00DUR YOLCU !<div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixdY5Bo6t5wwOd8jQC3sFPMchU2OhBTiTTphG6YJIFIX72g71OYCzO4gVaD9Qx4VseiPt8H9ghqNDZBIGXtJzIToym99UlRl090aK-_AoouHE3Q5kGuaBeFNcqlEn1K5wxBgcKCw_5lfja/s1600-h/ferhat+++özcan.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5180700189391256194" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEixdY5Bo6t5wwOd8jQC3sFPMchU2OhBTiTTphG6YJIFIX72g71OYCzO4gVaD9Qx4VseiPt8H9ghqNDZBIGXtJzIToym99UlRl090aK-_AoouHE3Q5kGuaBeFNcqlEn1K5wxBgcKCw_5lfja/s400/ferhat+%2B+%C3%B6zcan.jpg" border="0" /></a>
<div>
<div align="left"><span style="font-size:130%;color:#ff6600;"><strong>Türk Milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı varolmalarının
yegane koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır.
Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz
ve yaşamayacaktır. </strong></span></div><strong><span style="font-size:130%;"></span></strong><span style="font-size:130%;"><strong>
<div align="right">
ATATÜRK </div>
<div align="left">
</strong></span><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5180699875858643570" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiS4pjrJ-me0yIqJYHZnFZK_Cor2Sieq_AcdsmZCsqlGRswrgtu3aCE1_I_nESnUD5esLc87kWuj7jXEWz5enyQH0e3oql1iOrB0ZYYW2dlIf77GAdvUghWiwnekQo_YNRjA1l4uaXBb9UR/s400/ferhatozcan.jpg" border="0" />
<strong><span style="font-size:130%;">Bir Savaş, Bir Zafer, Bir Destan
<span style="font-size:180%;color:#ff0000;">ÇANAKKALE
GEÇİLMEZ !
</span>
Bu vatan ,yetişmiş aydın insana enfazla ihtiyaç duyduğu bir dönemde
250.000 genç milliyetperver aydınını toprağa gömmüş, bunun sıkıntısını
sonradan çekmiş olmasına rağmendünyaya “ÇANAKKALE’NİN GEÇİ-
LEMEYECEĞİNİ” de ispat etmiştir.En önemlisi de Çanakkale ruhu Milli
Mücadelenin başlangıcı olmuştur.
Komutanından neferine, bilgi, tecrübe,
cesaret ve inançla yoğrulmuş silahsız ve
cephanesiz bir milletin tarihe yazdığı
hürriyet mücadelesidir Çanakkale.. </span></strong></div>
<div align="left"><strong><span style="font-size:130%;">***</span></strong></div>
<div align="left"><strong><span style="font-size:130%;color:#990000;">Komutanından neferine, bilgi, tecrübe,
cesaret ve inançla yoğrulmuş silahsız ve
cephanesiz bir milletin tarihe yazdığı
hürriyet mücadelesidir Çanakkale.. </span></strong>
<span style="font-family:Tahoma;font-size:12;color:#cccccc;"><a href="http://turkyurdu-edebiyat.blogspot.com/"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5208944159825878786" style="FLOAT: right; MARGIN: 0px 0px 10px 10px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1MS0c8q_kyEfIyg2HgKLuKrRSMGcYItD2LuyRU2Y0-Ffu93iGg4QkIR-q1v3EjKR5YXEbav23Xw6oyoU4QruXEAyScEGHGduxQWgI0TEuveiU_99JcV43YGrjNp54EsIrFeV85hYzPoe7/s320/ferhatozcan-t%C3%BCrk+oacagi.jpg" border="0" /></a></span></div></div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-29777871296271207582008-02-20T19:12:00.005-05:002008-03-18T18:45:53.041-04:00En geç 98'de Avrupa Birliği'ne tam üyeyiz<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5179214908350771650" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEggyV216ftpNdP0z9cWYsb2ptpm5ac1cdvohJ0FHYov_oTzfW_KwCIaaypcedbG5ccJGHqDcydF7bRfuY2kd8gxitOWrGHFrq61DB36fXJikDZcWKRmcqnD5UmSzVLzeOFR8mxdyPaTCiDd/s320/ferhat+%C3%B6zcan.gif" border="0" />
<strong><span style="font-size:180%;color:#ff0000;">Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar. </span></strong>
<strong><span style="font-size:180%;"><div align="right">
</span></strong>ATATÜRK</div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhO5WU80BOUEh6_Hx9AE7lsLRn2MSTvnNza9-myCEbYnLp0D9IxUtBXnEBSXqEnVLxDCPAL9GsNXzSdBamtWfC3TtdTm12X6qBwgApzGmfNDQ-0qFlnKorNk1c2gPN4gtWBWXLjiC2BjdcR/s1600-h/avrupa+birligi.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5169220113609250866" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 360px; CURSOR: hand; HEIGHT: 258px; TEXT-ALIGN: center" height="232" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhO5WU80BOUEh6_Hx9AE7lsLRn2MSTvnNza9-myCEbYnLp0D9IxUtBXnEBSXqEnVLxDCPAL9GsNXzSdBamtWfC3TtdTm12X6qBwgApzGmfNDQ-0qFlnKorNk1c2gPN4gtWBWXLjiC2BjdcR/s400/avrupa+birligi.bmp" width="308" border="0" /></a>
Hürriyet gazetesinin 7 Mayıs 1995 tarihinde ana manşetten verdiği haberi aynen yazıyorum :
<strong><span style="font-size:180%;">En geç 98'de Avrupa Birliği'ne tam üyeyiz
</span></strong>
Çiller, hürriyet'e bir açıklama yaparak ''İddia ediyorum ki Türkiye en geç 3 yıl içinde AB'ye tam üye olacaktır. dedi.
Dikkat edin yıl 1995, bugün 2008 bırakalım 3 yılı tam tamına 23 yıl olmuş. Peki Avrupa Birliğine girebildik mi? Hayır!
<strong>O ayrı bir köşede dursun neler oldu bu sevda yüzünden yakın tarihimizde onları hatırlayalım, Adnan Kahveci - Eski Maliye Bakanı. Dedi ki : "Bizim bağımsız olmamız için Amerika ve IMF'den kurtulmamız lazım." iki gün sonra trafik kazasında öldü. Bedri İnce Tahtacı -Saadet partisi Gaziantep milletvekili. Dedi ki : "Amerika en büyük engeldir bu ülkeye; istediğini başbakan yapar, istediğini cumhurbaşkanı yapar" 5 gün sonra Antep'e giderken trafik kazasıdan öldü. Turgut Özal - Cumhurbaşkanı. Dedi ki : "Musul ve Kerkük bizimdir alacağız", 10 gün sonra öldü. Eşref Bitlis - Jandarma Komutanı. Dedi ki : "Amerika'nın İncirlik'ten kalkan uçakları PKK'ya yardımda bulunuyor". 4 gün sonra -60 dereceye kadar dayanıklı olan uçak ile Siirt'e giderken uçağı düştü ve öldü..! Kaza nedeni uçak motorlarının buzlanması! Oysa Siirt'te o sırada hava -11 derece idi. Recep Yazıcıoğlu- Denizli Valisi. Denizli'de kanun çıkardı : "Artık bundan sonra cafe ve benzeri yerler İngilizce isim kullanmayacak, yani cafe değil kahve yazılacak" dedi vee.. 1 hafta sonra Ankara'ya giderken trafik kazasında öldü. TBMM -1 Mart tezkeresine red oyu verdi. 3 gün sonra İstanbul'un göbeğin de bombalar patladı. Kaç kişi öldü..! </strong>
<strong></strong>
<div align="center"><strong>***</strong></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-32409180522486810332008-01-20T19:07:00.004-05:002009-09-03T13:38:32.225-04:00Türkiye bir "Etnik Harman" mı?<a href="http://img126.imageshack.us/img126/7522/memleketim2eu.gif"></a>
<div><a href="http://img126.imageshack.us/img126/7522/memleketim2eu.gif"></a>
<div>Sayın Erdoğan, başbakanlığının başlangıcından beri, sık-sık, "mozaikçi" sözde aydınların jargonlarını kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı makamında bulunmak ile bağdaştırılamaz bir şekilde, Türkiye'nin bir "etnik harman" olduğu vurgusunu sık-sık tekrarlayıp durmuştur. Nitekim, Sayın Erdoğan, daha henüz Başbakanlığının altıncı ayında, Türkiye'de otuzaltı kadar etnik grubun varlığını gündeme getirmişti. Bizzat Başbakan'ın kendisinin de siyaseten çatıştığında açıkça ve çok sert bir şekilde hedef almaktan çekinmediği, ama şimdi sarmaş-dolaş olduğu "mâlum" medyanın sık-sık bahse konu ettiği bu etnik gruplar, sahici sosyolog mu istihbaratçı mı olduğu bilinmeyen Peter Alford Andrews'ın 1989 tarihli Ethnic Groups in the Republic of Turkey (Türkiye Cumhuriyeti'nde Etnik Gruplar) adlı ve bu sayıyı 50'ye çıkardığı kitabında söz konusu ettiği ve aşağıda tam listesini verdiğimiz sağlıksız, sığ bilgilere dayanmaktadır:
1) Sünni Türkler 2) Alevi Türkler 3) Sünni Yörük Türkler 4) Alevi Yörük Türkler 5) Sünni Türkmenler 6) Alevi Türkmenler 7) Alevi Tahtacılar (Türkmen) 8) Alevi Abdallar (Türkmen) 9) Şii Azeri Türkler 10) Karapapak Azeri Türkler 11) Uygurlar 12) Kırgızlar 13) Kazaklar 14) Özbekler 15) Özbek Tatarları 16) Kırım Tatarları 17) Nogay Tatarları 18) Balkarlar (Türk) 19) Kumuklar (Türk) 20) Bulgaristan göçmenleri 21) Diğer Balkan ülkelerinden gelen göçmenler 22) Dağıstan göçmenleri 23) Sudanlılar 24) Estonyalılar 25) Sünni Kürtler 26) Alevi Kürtler 27) Yezidi Kürtler 28) Sünni Zazalar 29) Alevi Zazalar 30) Ossetler 31) Ermeniler 32) Hemşinliler 33) Arnavutlar 34) Kuban Kazakları 35) Ruslar (Melokanlar) 36) Polonezler 37) Çingeneler 38) Hıristiyan Rumlar 39) Rumca konuşan Müslümanlar (Türkler) 40) Almanlar 41) Sünni Araplar 42) Alevi Nuseyri Araplar 43) Hıristiyan Araplar 44) Yahudiler 45) Süryaniler 46) Keldaniler 47) Çerkesler 48) Çeçen ve İnguşlar 49) Gürcüler 50) Lazlar.
Şimdi bu listedeki sahteliklere ve yanlış yönlendirmelere bir göz atalım:
1: İlk 20 grubu oluşturan "etnisiteler"in hepsi de Türktür. Bilimden hiç nasip alamadığı belli olan Andrews, Sünni Türkler'i, Alevi Türkler'i, Sünni Yörük Türkler'i, Alevi Yörük Türkler'i, Sünni Türkmenler'i, Alevi Türkmenler'i, Alevi Tahtacı Türkmenler'i, Alevi Abdal Türkmenler'i, Şii Azeri Türkler'i, Karapapak Azeri Türkler'i, Uygur Türkleri'ni, Kırgız Türkleri'ni, Kazak Türkleri'ni, Özbek Türkleri'ni, Özbek Tatar Türkleri'ni, Kırım Tatar Türkleri'ni, Nogay Tatar Türkleri'ni, Balkar Türkleri'ni, Kumuk Türkleri'ni ayrı ayrı etnisite yaparak "Türk"ü buharlaştırmış, buna ezici çoğunluğu da yine Türk olan Bulgaristan göçmenlerini dahil etmekten haya duymamıştır.
2. Ayrıca, "Rumca konuşan Müslümanlar" dediği Doğu Karadeniz'li Türkleri de ayrı bir etnik grup olarak kayda geçrimiştir.
3. Sünni Kürtler, Alevi Kürtler, Yezidi Kürtler'in de hepsi ayrı ayrı birer etnisite olarak kabul edilmiştir.
4. Keza, Arap asıllı yurttaşlarımız da, etnik grup sayısını abartmak gayesiyle, Sünni Araplar, Alevi Nuseyri Araplar ve Hıristiyan Araplar olarak üç ayrı kısma taksim edilmiştir.
5. Sayıları birkaç bini bulan veya bulmayan Almanlar, daha da az olan Ossetler, Polenezler ve Ruslar, sayıları en fazla birkaç onbin olan Çeçenler ve İnguşlar, ve ayrıca, sayıları en fazla birkaç yüzbini bulan Lazlar da bu listeye eklenerek, Türkiye, tam bir etnik mozayike dönüştürülmüştür.
İşte, Sayın Başbakan'ın fikren beslendiği sözde aydınların baş bilgi kaynağı sözde büyük etnolog Bay Andrews'ın komik "bilimsel" (?) listesi.
Halbuki, bu konudaki en güvenilir eserlerden olan, Raymond G. Gordon, Jr.'un editörlüğünde yayınlanan, dünyadaki 6.912 dilin ülke-ülke listesinin verildiği 1272 sayfalık Etnolog: Dünya Dilleri isimli kitabın "Türkiye'nin Dilleri" (Languages of Turkey) başlıklı bölümünde ise vazıyet şöyledir:
Türkçe konuşanlar, 1987 sayımında toplam 46,278,000 kişi olan nüfûsun %90'ını oluşturmaktadır. Kitapta "Kurmanji" (Kırmançi) olarak zikredilen - ki doğrusu da budur - Kürtçe'yi konuşanlara gelince: 1980'de toplam 6.500.00 kişi; bunların ise sâdece 3.950.000'i (%60) Kürtçe'yi (Kırmançi'yi) "birinci dil" olarak kullanıyor, geriye kalan ve %40'lık dilimi oluşturan 2.050.000 kişinin ise birinci dili Türkçe. ...
<a href="http://turkyurdu-makaleler.blogspot.com/">Makalenin devamını <span style="font-size:180%;color:#ff0000;">BURADAN</span> okuyabilirsiniz</a></div><div></div><div></div><div></div><div><a href="http://turkyurdu-makaleler.blogspot.com/search/label/T%C3%BCrkiye%20nereye%20g%C3%B6t%C3%BCr%C3%BCl%C3%BCyor%3F"><img style="WIDTH: 398px; CURSOR: hand; HEIGHT: 479px" alt="" src="http://img126.imageshack.us/img126/7522/memleketim2eu.gif" border="0" /></a></div><div></div><div></div><div></div><div></div><div></div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-33247402637236411002008-01-10T12:29:00.000-05:002008-01-10T12:32:23.764-05:004.5 yıl önce hepsi Türktü<strong><span style="color:#990000;">Türk Telekom, Arap'ın.
Telsim İngiliz'in.
Kuşadası Limanı İsrailli'nin.
İzmir Limanı Hong Konglu'nun.. .
Araç muayene işi Alman'ın.
Başak Sigorta Fransız'ın.
Adabank Kuveytli'nin.
İETT Garajı Dubaili'nin.
Avea Lübnanlı'nın.
Petkim? Ermeni'nin. (Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bi çıkardık.. Ermeni...)
Rakı , Amerikalı'nın.
Finansbank Yunanlı'nın...
Oyakbank Hollandalı'nın.
Denizbank Belçikalı'nın.
Türkiye Finans Kuveytli'nin.
TEB Fransız'ın.
Cbank İsrailli'nin.
MNG Bank Lübnanlı'nın.
Alternatif Bank Yunanlı'nın.
Dışbank Hollandalı'nın.
Şekerbank Kazak'ın.
Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın.
Turkcell'in yarısı Finli'nin Rus'un.
Beymen'in yarısı Amerikalı'nın.
Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nı n.
Garanti'nin yarısı Amerikalı'nın.
Eczacıbaşı İlaç, Çek'in.
İzocam, Fransız'ın.
TGRT(Fox) Amerikalı'nın.
Demirdöküm Alman'ın.
Döktaş Fransız'ın.
Süper FM Kanadalı'nın.
Hepsi TÜRKtü.
Sadece 4.5 yıl önce </span></strong>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-45480532729191861772007-12-24T16:16:00.000-05:002007-12-24T16:28:56.527-05:00Doğuran Kısrak Utansın<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguzVHbkoKdb5MVQSK_FX5b6AbxOJS_NgzrUwXoY4E2RmNhGPQdbmYGCQVuJfplX87d1qh-xgaYtQmuRwXOO8yGdItV3zpxUzDnmmyKdgx-HGCLHZWqrSF4KWOLRexFdQqIi2CVg7diiQ0y/s1600-h/namikkemalkurt.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5147652596210431890" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguzVHbkoKdb5MVQSK_FX5b6AbxOJS_NgzrUwXoY4E2RmNhGPQdbmYGCQVuJfplX87d1qh-xgaYtQmuRwXOO8yGdItV3zpxUzDnmmyKdgx-HGCLHZWqrSF4KWOLRexFdQqIi2CVg7diiQ0y/s200/namikkemalkurt.jpg" border="0" /></a>
<strong><span style="color:#663333;">“Doğuran Kısrak Utansın”
Bugün yağmur çiseliyor, yollar ıslak ve kaygan. Sabahın erken saatinde yollara düştüm. Çengelköy’den Sinanoba’ya gidiyorum. Çok şükür, kazasız belasız Sinanoba’ya geldim. Saat daha 09: 00 olmamıştı. 09: 30 civarında kadın doğum hastalıkları uzmanı 60 yaşlarındaki arkadaşım üzüntülü halde yanıma geldi.
1951 senesinden beri ben 10 Kasım’lar da hep bir törende bulunmuşumdur. Kanıma işlemiştir, günü gelince yağan yağmur gibi her 10 Kasım’da içimde bir sızı hissederim.1969 yılına kadar öğrencilik yılları 2004 yılına kadar meslek hayatı, daha sonra da emeklilikte her zaman 10 Kasım törenlerine katıldım. Bugün zorunlu bir sebepten katılamadım.
1980’lerden sonra 10 Kasım günlerini bir ağlama günü değil, kendimizi ve ”ona layık olduk mu olmadık mı?” sorgulamasını öğrendik. Bugün kırık dökük tarih bilgimizle dahi kolayca görebildiğim, en azından Tanzimat Dönemi’nden bugüne şöyle bir düşündüm;
Ne darbeler yemişiz, ne ihanetler görmüşüz, ne de çok düşmanımız varmış. Nasıl yok olma noktasına gelmişiz. Bir ölünün dirilmesi gibi nasıl ayağa kalkmışız, bu mucizeyi kimler gerçekleştirmiş. Kimler taşımış, beyin kimmiş, kol bacak kimmiş. Zafer nasıl kazanılmış. Bedeli ne olmuş. Yoktan var eden Allah’ımız yüce Türk Milleti’ne kurtarıcı olarak kimi göndermiş, kimleri göndermiş.
Bir avuç insanın önderliğinde bu yüce millet topyekün mücadele etmiştir. Zafer milletindir. Onun önderleri bu milletin öz çocuklarıdır. Onlar baştır. Ogünlerde baş olmak, yürek ister, irade ister, kan ister, can ister, o baş her an feda olmaya hazır bir baştır. O başların en başı da Mustafa Kemal’dir ve arkadaşlarıdır. Netice de O Zafer’e hiçbir zaman tek başına sahip çıkmamış, “Zafer milletimindir. Ben asil Türk Milleti’nin evladıyım” diyen bir önderdir.
Zafer kazanılmıştır, ama yaşatılması da zafer kadar zordur. Yol bitmez fakat ömür biter. Ne yazık ki 1938’de bu bayraktar bu dünyayı terk eder. Onun 15 yıllık devresinde;
Devraldığı Osmanlı İmparatorluğu’nun borçlarını kim ödemiştir. Kalkınma hızı nedir? Milletin hangi değerleri yüceltilmiştir. Bu millete gururunu kim teslim etmiştir. Kimliğini kim hatırlatmıştır. Öz güven nasıl verilmiştir.
“Türk milleti asildir, Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir, Türk milletinin karakteri yüksektir, Ne mutlu Türk’üm diyene” sözleri neden söylenmiştir.
Bu yüce insanın karakteri nedir? Ne demiştir.”bağımsızlık benim karakterimdir” dememiş midir? İstiklal marşımızın adı niye istiklal marşıdır. İstiklal bağımsızlık değil midir?
Mehmet Akif’in istiklal marşını yazarken gönlünden yüreğinden çıkan bu sözler milli mücadeledeki tüm milleti temsil eden ruhun Mustafa Kemal’in kanına hükmedişi değil midir? </span></strong>
<strong><span style="color:#663333;"><div align="left">
Derne’deki, Tomsuk’taki ,Yemen’deki, Çanakkale’deki kahramanlar kimlerdi. Aynı ruh milli mücadeleyi gerçekleştirmedi mi?
Gençliğe hitabeye bakınız, ne olur bir daha okuyunuz. Bedbahtları, hainleri nasıl tarif etmiştir. Onlara karşı kimden görev beklemektedir. Vatan işgal edilmiş, tersanelere girilmiş, vatan satılmış olsa bile her türlü en kötü şartlarda harekete geçecek olanlar kimlerdir? Gençliktir.
Buradaki gençlik kan ve ruh gençliğidir. Milli duyguları aşınmamış 80 yaşındaki bile gençtir. Kan bozulmuşsa onun için de muhtaç olunacak kudret yoktur. Bozulmamış kanlaradır bu emir. 19 yaşında ihtiyar, 80 yaşında gençleri çok gördük.
Sinanoba’daki üzüntüsü yüzünden okunan 60 yaşlarındaki meslektaşım üzüntüsünü ben sormadan o söyledi.
_ Doktor bey bu sabah çok üzüldüm.
_ Hayırdır.
_ Ben bunca yıldır 10 Kasım’larda sabah saat 9’u beş geçe yollarda, trafikte bütün arabaların kornalarına bastığını duyardım. Ben de yoldaysam kornama basardım Bugün o saatte yine yoldaydım. Bir korna sesi duymadım. Kendi kornama yüklendim, benden başka ses çıkmadı. Dedi. Ve;
O beyazlaşan kaşlarının altındaki mavi gözlerinden boncuk boncuk göz yaşları boşandı, ağlıyordu!
Benim yaşım ondan da fazla Cumhuriyet neslinin çocuklarıyız biz. Bizim duygularımızın mayasını verenler şüphesiz öğretmenlerimizdi. Milli mücadele ruhunu yaşayan bir öğretmen neslinin yetiştirmeleriydik biz.
Benim çocukluğumda 1950’li yıllardı örneğin. Zara’da ortaokulun küçük bahçesinde cumartesi günleri öğle vakti paydosta o gençlerimizin hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı söylemeleri hâlâ kulaklarımdadır. Mikrofon yok, ses güçlendirici cihazlar yok. Onbaşı Mustafa Zara’da. O İstiklal Marşı’nda hareket eden her şey dururdu. Köylüsü, kentlisi, amiri, memuru, esnafı, sanatkarı, çoluğu, çocuğu, yollarda at arabaları, atlar, köpekler bile dururdu. Tüm Zara o İstiklal Marşı’yla çın çın öterdi, biz o devrin çocuklarıyız.
Maya ne zaman bozuldu? Yahut mayasız mı yetişiyoruz. Veya bizim mi devrimiz geçti, değerler mi değişti? Rahmetli babam kötü bir olaya sebep olanlar için;
_Oğlum, doğuran kısrak utansın. Derdi.
Bu millet 16 defa devlet kurmuştur.16. 15’in devamıdır.15- 14’ün devamıydı. Hep aynı hastalıktan yıkıldılar. Sebep fitneydi, fesattı, gafletti, ihanetti. Su uyudu düşman uyumadı. Mustafa Kemal uyutulan milleti uyandırdı. Ceddine soyuna sahip çıktı. Onu sevmek insanın milletini, kendisini sevmesidir. Karşı olan ihanetin içinde kendini bilmeyendir. Su yine uyuyabilir. Ama düşman asla uyumayacaktır.
Padişah 2. Mahmut zamanında Fener patriğinin casusluk maksadıyla Rus Çarı’na yazdığı mektuptaki tespiti ilginçti. Bizi iyi tarif eder ve nasıl yıkılacağımızın sırrını verir, özetle der ki;
“Bu milleti savaşarak yenemezsiniz. Bunların inancı yüksektir. Karakteri yüksektir. Onurlarına düşkündürler. Başlarına saygılıdırlar. İnançları uğruna ölmekten çekinmezler. Onun için bunların inançlarını, değerlerini, hedef alınız, onları yıkarsanız yenmeniz mümkündür.”
Tespit doğrudur. Bu hain; daha sonra ihaneti tespit edilerek patrikhanenin önünde asılarak cezalandırılmıştır. O kapı şimdi hâlâ kapalıdır. Adı kin kapısıdır. Kin kimin için, kime karşıdır.? O kapı neden kapalıdır ve ne zaman açılacaktır. Bugün benim 60 yaşındaki meslektaşımı ağlatan kimdir, kimlerdir!
</div><div align="left"> </div><div align="right">
“DOĞURAN KISRAK UTANSIN.”
Dr. Namık Kemal Kurt
</span></strong>
</div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-48943734715748238572007-12-16T14:18:00.001-05:002007-12-16T14:18:41.259-05:00<a href="http://www.hurgokbayrak.com/cinmallarinabaykot.gif"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 320px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://www.hurgokbayrak.com/cinmallarinabaykot.gif" border="0" /></a>
<div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-28797898663850702912007-12-12T13:29:00.000-05:002007-12-12T13:46:02.397-05:00Hedefine ulaşan dağda kalır mı?<a href="http://turkyurdu-makaleler.blogspot.com/2007/12/hedefine-ulaan-dada-kalr-m.html"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5143158381428260674" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikiJiqye3QTidOcDH25XkCf2GT1oVaES8mjrpLDy36eKYoeEHO0bS8kfAaGIWLVE4FW7p_iA8IG6n-T_rDRSbj8kvw9e6lluVTSwqbh6N5qlLLzZYrUkCLnvild5fUZNWIgtp-w8QU4Wgg/s200/sadi_somuncuoglu+ferhat+5478.jpg" border="0" /></a>
<strong><span style="color:#003333;"><span style="color:#663333;">Başbakan Erdoğan konuşunca, ortalık yine karıştı. Teröristlere af tartışmalarına bu defa kendi partisi ve bakanları da katıldı, hem de ters köşeden.
Deniz Baykal, “Bu çok temel bir yanlıştır. Terörün arkasında bir siyasi proje var. Bu da Türkiye’yi bölmektir. Türkiye, terörü boşuna yaşamıyor” uyarısını yaparken, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “Af söz konusu değildir. Af, namludan çıkan mermi gibi nereye gideceği belli olmaz. Sayın Başbakan böyle bir açıklama yapmadı. Vebali gündeme getirenlere aittir” diyerek üste çıktı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de, “Herhangi bir af çıkarmayı, affı gündeme almayı asla düşünmüyoruz. Şu anda ne bakanlığımın gündeminde, ne de hükümetimizin gündeminde af söz konusudur” tepkisini gösterdi.
Son zamanların modasına uyararak, parti veya hükümet sözcüsü gibi konuşmaya başlayan TBMM Başkanı Köksal Toptan, “Bu yeni bir hak yasası, yeni bir Pişmanlık Yasası çıkarmak anlamına gelmez. TCK’nın 221. maddesi kastediliyor” izahıyla tartışmalara katıldı.
DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, “Eve dönüş yasasını destekleriz. Başbakan’ın atacağı her olumlu adımın destekçisi oluruz” diyerek, aslında APO ve ABD başta, terör cephesinin görüşlerini dillendirmiş oldu.</span> </span></strong>
<strong><span style="color:#003333;"></span></strong>
<div align="right"><strong><span style="color:#003333;">....................</span></strong></div><strong><span style="color:#003333;"></span></strong><p><strong><span style="color:#003333;">Makalenin devamını <a href="http://turkyurdu-makaleler.blogspot.com/2007/12/hedefine-ulaan-dada-kalr-m.html"><span style="font-size:130%;color:#ffff00;">BURADAN</span> okuyabilirsiniz</a></span></strong></p><p><span style="color:#003333;"> </p><div align="center">****
</div></span>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-39968179184505456752007-12-12T13:19:00.000-05:002007-12-12T13:22:38.609-05:00Bir ülke işte böyle istila edilir !Hani, “Sermayenin vatanı yoktur, gelsin de nereden gelirse gelsin” diyenlere, bizler elbette, “Citibank’ın Türkiye’deki müşterilerine, ‘ABD’nin uyguladığı ambargoları kabul ederseniz bankamızda hesap açtırabilirsiniz’ ibareli sözleşmeler imzalatmasına ne dersiniz?” diye sormak ihtiyacı hissederiz.
Diyor ki Citibank:
“- Evet, biz Türkiye’deyiz, Türk kanunlarına tabiyiz amma, biz aynı zamanda, bir Amerikan şirketiyiz. Devletimiz, kafası kızdığı bir ülkenin hesaplarına el koyduğunda, bankamızdaki hesabınız o ülke ile yaptığınız bir ticaretten kazanılmış para ise, biz, Türkiye’de çalıştığımıza, müşterimizin Türk olmasına, o paranın Türk’ün parası olmasına falan bakmayız, hesabı bloke ederiz, demedi demeyin!”
Peki o banka Citibank değil, yani ABD’nin bankası değil de Türk’ün, Türkiye’nin bankası olsaydı Türk mudilerin böyle bir kaygısı olur muydu? Olmazdı, çünkü ABD meselâ Libya’ya kızmış, İran’a gıcık kapmış, bu Türk’ü ve Türkiye’nin bankasını ilgilendirmez ki. Bu nedir biliyor musunuz, bu aynı zamanda yabancı bankalar eliyle muhatap ülkelerin kiminle ticaret yapıp kiminle ticaret yapmayacağının dikte edilmesidir. Hani “globalizm” di, hani “serbest ticaret” ti.
“Sermayenin yabancısı olmaz” ve “Devletin ekonomideki ağırlığı sıfırlanmalı” diyenler, Türkiye’ye bu aklı empoze edenlerin Batı’nın “iki gerçeğini” Türk milletinden gizlememelidir.
Bu gerçekler şunlardır:
*AB ve ABD’de devletin ekonomideki ağırlığı ortalama olarak Türkiye’dekinin üç katıdır.
* Bu ülkelerin bankalarındaki “yabancı payı” yine ortalama yüzde 20’nin üzerinde değildir.
İyi biliniz ki Avrupa ve ABD’nin “özel şirketleri” bile sanki “milli şirketmiş” gibi devlet ve milletinin emrindedir. Şimdi size desem ki, tepeden tırnağa Türk olan bir şirket Avrupa ve ABD’de mağazalar zinciri kursa ve bunu yaparken temsilcisi olmak isteyen Avrupalı ve Amerikalılara, “Eğer Ermeni yalanlarını destekler, yahut, Kıbrıs’ta Rum kesimine arka çıkarsan temsilciliğini iptal ederim!” diye sözleşmeler imzalatsa, siz o Türk şirketine ne dersiniz. Biz elbette ki, “Allah razı olsun!” deriz amma bugün “piyasada revaçta olan akıl” herhalde, “Yuh!” der, “Irkçılığın da bu kadarına pes doğrusu” diye yüklenir ve onu hemen, “çağdışı” ilan ediverir.
Ve Türk şirketinin bu talebi AB’nin gündemine gelir, Batı’da tefe konulup çalınır, nihayet şirketin çanına ot tıkanır.
Çünkü o şirket Türk’ün haklarını savunmak istemiştir.
Oysa dünyanın hemen her ülkesinde zincirleri bulunan pek çok “marka” acentelik, bayilik veya “temsilcilik” verirken, “Amerika aleyhinde faaliyetlerde bulunmayacaksın” şartı koyarak işe başlıyor. Mesela bunlardan biri de Burger King’dir, eğer siz bir Burger King açmışsanız, imzaladığınız sözleşme gereği, ABD’nin Türk askerinin başına çuval geçirmesini yahut İsrail ve PKK’ya verdiği desteği, kendi ülkenize veya herhangi bir ülkeye koyduğu ambargoyu asla eleştiremezsiniz, eleştirirseniz, sözleşmeye aykırı davrandığınız için izniniz ânında iptal edilebilir.
......***
Devamını <a href="http://turkyurdu-makaleler.blogspot.com/2007/12/bir-lke-ite-byle-istila-edilir.html"><span style="font-size:130%;"><span style="color:#ffcc33;">BURADAN</span> </span>okuyabilirsiniz</a>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-24290356116520836962007-12-09T12:00:00.001-05:002008-04-03T16:16:51.148-04:00Sivas Türk Ocağı<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkpyoPALqVz18LUIcjWI0fwU4nvTP9ynbPGdvZ66PMZxn3jfUB1LbYd2HIZ8lNEFp9EatUsNxY_XnewoRg0bPHYhrLMgBcLHn1XPtg_FQ1MuoRppC5a9kDnbM2Q9bBjAVeS2Yvv-lpI3Hy/s1600-h/ferhat+sivasspor.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5185115463016184786" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgkpyoPALqVz18LUIcjWI0fwU4nvTP9ynbPGdvZ66PMZxn3jfUB1LbYd2HIZ8lNEFp9EatUsNxY_XnewoRg0bPHYhrLMgBcLHn1XPtg_FQ1MuoRppC5a9kDnbM2Q9bBjAVeS2Yvv-lpI3Hy/s200/ferhat+sivasspor.jpg" border="0" /></a>
<div><a href="http://turkyurdu-edebiyat.blogspot.com/"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5142029621073198226" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEimNzaxunoFRl6NSdiVjzV49Q1UT0gqIRZOwZgBlYbb3VYMEVQZlkCyg3x5BgIlwJu4-6OjAxKxg3t9tEckesIFIsjcjrVoXPLWQZ0FAHIIvYDlHsdDopidMBm0z331vDX80DtTOmdsWzXW/s400/sivasspor+yigdolar.gif" border="0" /></a>
<div><a href="http://turkyurdu-edebiyat.blogspot.com/"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5142019811367894146" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIyo5CuiZg2ehhhD8Sety_3d0SfVL5Y8p2Mk2TSkNgIVqt0OsG5HsRNdMzcb1L9lMbw8y8VBMUkD_PLJVxs03x0X0xtC_PrURSTf5gatwEZo54OK-c7Kl1ooFst-fQQDiNUUc0ywFHBFsS/s320/sivasspor+ferhat.jpg" border="0" /></a>
<div></div>
<div><span style="font-size:180%;color:#ff0000;"><strong>LİDER SİVASSPOR</strong></span></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<div></div>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="left"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="right"></p>
<p align="left"><span style="color:#ff0000;">********************* </span><strong>Birinci ligde ilk kez mücadele ettiği 2005-2006 sezonunu 43 puanla 8'inci, ikinci kez mücadele ettiği 2006-2007 sezonunu 48 puanla 7'inci sırada tamamlayan Sivasspor, bu sezon teknik direktör Bülent Uygun yönetiminde ligde çok başarılı bir performans sergiliyor. Sezonun ilk yarısını, Fenerbahçe'nin averajla önünde 37 puanla lider olarak tamamlayan Sivasspor, birinci ligdeki ilk 2 sezonuna göre hem gol yollarında, hem de savunmada daha başarılı bir grafik çiziyor. Geçen 2 sezona göre bu dönem galibiyet sayısını da artıran kırmızı beyazlı ekip, ligdeki ilk sezonunda 34 maçta 10 galibiyet, 13 beraberlik, 11 mağlubiyet; ikinci sezonda ise 34 maçta 14 galibiyet, 6 beraberlik, 14 yenilgi elde etti. Sivasspor, bu dönem 28. hafta sonu itibariyle 19 galibiyet, 4 beraberlik, 5 de mağlubiyet elde etti. Gol sayısını artırdıBirinci ligdeki ilk sezonunda rakip filelere 34 gol atıp kalesinde 44 gol, ikinci sezonunda rakip filelere 41 gol atıp kalesinde 44 gol gören Sivasspor, bu sezon 28. hafta sonu itibariyle rakip fileleri 46 (3'ü hükmen) kez havalandırıp, kalesinde 20 gol gördü. İlk sezonunu eksi 10, ikinci sezonunu eksi 3 averajla tamamlayan Sivasspor'un, bu sezon 28. hafta sonu itibariyle averajı artı 26'ya ulaştı. Birinci ligdeki ilk sezonunda 34 maçta rakip filelere 34 gol atarak maç başına 1 gol, ikinci sezonunda 34 maçta 41 gol aratarak 1.2 gol ortalamasıyla oynayan Sivasspor, bu sezon şu ana kadar oynadığı 28 maçta fileleri 46 kez havalandırarak maç başına 1.6 gol ortalamasıyla oynadı. Sivasspor, bu sezon 28 maçta 61 gole imza atan lider Fenerbahçe ve 51 gole imza atan ikinci Galatasaray'dan sonra attığı 46 golle ligin en golcü üçüncü ekibi. Birinci ligdeki ilk 2 sezonunda, sezon boyunca 44'er gol yiyen Sivasspor, bu sezon 28. hafta sonu itibariyle 20 gol gördü. İlk 2 sezonunda maç başına 1.2 gol yeme ortalamasıyla oynayan Sivasspor, bu sezon 28. hafta sonu itibariyle maç başına 0.7 gol yeme ortalamasıyla oynadı. Bu sezon şu ana kadar kalesinde yediği 20 golle, Galatasaray ile birlikte ligin en az gol yiyen takımı olan Sivasspor, ligin en iyi savunma yapan ekiplerinden biri olarak dikkat çekti.
</strong></p><p align="right"><a href="http://www.imagechef.com/" target="_blank"><img alt="ImageChef.com - Custom comment codes for MySpace, Hi5, Friendster and more" src="http://cdnll.img1.imagechef.com/w/071209/anmc6983f77db5b3b19.gif" /></p></a><a href="http://www.imagechef.com/" target="_blank">
<div></a></div><img style="VISIBILITY: hidden; WIDTH: 0px; HEIGHT: 0px" height="0" src="http://counters.gigya.com/wildfire/CIMP/Jmx*PTExOTcyMTk1MzI2ODcmcHQ9MTE5NzIxOTU1Mzk2OCZwPTExOTMxJmQ9Jm49.jpg" width="0" border="0" /></div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-74548510276953020912007-11-19T12:45:00.000-05:002007-11-19T13:47:43.675-05:00durmak yok yola devam<strong><span style="color:#ff6600;">Türkiye'nin en önemli kara deliklerinden biri olarak nitelenen kaçak elektrik kullanımına karşı bir türlü çözüm bulunamıyor. Bu yolla devletin her yıl yaklaşık 4 milyar dolar (6 katrilyon lira) zarara uğratıldığı tahmin ediliyor. TEDAŞ'ın bu yılın Ocak- Haziran dönemi verilerine göre, doğu illerinde kaçak elektrik oranı yüzde 90'lara kadar ulaşıyor.
</span></strong>
Özelleştirme İdaresi elektrikte kayıp kaçak haritası çıkardı. Dicle bölgesinde kayıp kaçak oranının yüzde 64.3'le rekor düzeyde olduğu ortaya çıktı
<strong></strong>
Şanlurfa %66.7
Diyarbakir %62.7
Hakkari %62.5
Mardin %59.3
Van %58.0
Şırnak %52.0
Batman %51.0
Muş %50.0
Bitlis %48.0
Siirt %48.0
Kastamonu %4
Trabzon %5.4
Giresun %3.5
<blockquote>Türk sanayinde kullanılan elektrik enerjisinin ortalama fiyatı 6,5 cent iken, bu rakam Avrupa Birliği ülkelerinde 4.3 cent.</blockquote>
<strong></strong>
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), 20 elektrik dağıtım bölgesinin özelleştirilmesi öncesinde Türkiye'nin elektrikte kayıp - kaçak haritasını çıkardı. Buna göre, kaçak elektriğin en fazla olduğu dağıtım bölgesi yüzde 64.3'lük kaçak oranıyla; Diyarbakır, Mardin, Siirt, Şanlurfa, Batman ve Şırnak'a elektrik dağıtan Dicle bölgesi oldu. Türkiye genelinde, dağıtılan elektriğin yüzde 17.8'ine denk gelen 20 bin 181 gigawatt / saat(gwh) enerjinin kayıp - kaçak kapsamına girdiği belirlendi.
Makalenin devamını <span style="color:#cc0000;"><strong><a href="http://turkyurdu-haberler.blogspot.com/"><span style="font-size:180%;">BURADAN</span> </a></strong></span>okuyabilirsinizUnknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-48331348019883132662007-11-03T20:06:00.000-04:002007-12-16T14:55:13.447-05:00<a href="http://c7.img.v4.skyrock.com/c76/fatih1453/pics/100341533.gif"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://c7.img.v4.skyrock.com/c76/fatih1453/pics/100341533.gif" border="0" /></a>
<div><a href="http://c7.img.v4.skyrock.com/c76/fatih1453/pics/100341533.gif"></a>
<div><a href="http://c7.img.v4.skyrock.com/c76/fatih1453/pics/100341533.gif"></a>
<div><img height="60" alt="" src="http://4.uploadmirror.com/uploaded/1/673/banner_break_11_03_2007_19_11_51_31689.gif" width="468" border="0" /></div></div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-46371605074992391682007-11-01T16:30:00.000-04:002007-11-01T16:32:13.146-04:00<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheQfNGepH44-Q8L1EURvSXHoqPKbThBlnukISJDDgA4VWau3qPq1-K64OB6pU6IpBUQ5prVoenwsvdtUVF0lkcd2yfJVKbv_QbgHBKsdemnqF186ZrboE8KydCwtgkUKvldKuJgcqHhuU0/s1600-h/ferhat+5874.gif"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5127972171172201266" style="WIDTH: 416px; CURSOR: hand; HEIGHT: 167px" height="130" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheQfNGepH44-Q8L1EURvSXHoqPKbThBlnukISJDDgA4VWau3qPq1-K64OB6pU6IpBUQ5prVoenwsvdtUVF0lkcd2yfJVKbv_QbgHBKsdemnqF186ZrboE8KydCwtgkUKvldKuJgcqHhuU0/s400/ferhat+5874.gif" width="565" border="0" /></a>
<div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-81546187079497669852007-10-31T19:15:00.000-04:002007-11-19T14:47:38.916-05:00Mütareke Basını ve Ali Kemal ler<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUCJrN_YL45BnGRLxz2i3auSlw2NCnm186AbIQVBYGDPNiHnrZy7_zIfTqL9uBfk5xE7ARju4CprNP5Jn6o3Occ19HqdCgMGu91H_B4NeLIhCae_Y1vxDYG91ZkFwHcKYLUe27xdvZdOuu/s1600-h/ferhat+Osmanliarma.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5127645371405615874" style="FLOAT: left; MARGIN: 0px 10px 10px 0px; CURSOR: hand" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgUCJrN_YL45BnGRLxz2i3auSlw2NCnm186AbIQVBYGDPNiHnrZy7_zIfTqL9uBfk5xE7ARju4CprNP5Jn6o3Occ19HqdCgMGu91H_B4NeLIhCae_Y1vxDYG91ZkFwHcKYLUe27xdvZdOuu/s200/ferhat+Osmanliarma.jpg" border="0" /></a>
<div><strong><span style="color:#ff6600;">
<blockquote>
<p><strong><span style="color:#ff6600;"></span></strong></p>
<p><strong><span style="color:#ff6600;"></span></strong></p><p><strong><span style="color:#ff6600;"><strong><span style="color:#ff6600;"><strong><span style="color:#ff6600;"><strong><span style="font-size:130%;color:#ff6600;">"Mütareke Basını" sözü, özellikle son yıllarda
çok sık kullanılmaya başlanılmıştır. Bu deyim, kısaca, Millî Mücadele
tarihimizde yaşanmış bir kısım basının ihanet tavrına verilen addır! </span></strong><strong><span style="color:#ff6600;">
<span style="font-size:130%;">30
Kasım 1918'de Mondros Mütareke (ateşkes) Antlaşması
imzalandıktan sonra girilen süreçte, Türkiye'de kişiler ve kuruluşlar,
dayandıkları ve bulundukları tarafları açıkça tayin etmişlerdir. Bu
belirginleşme sonucunda, bir kısım yazar ve düşünürler, Millî
Mücadeleyi (Milliyetçileri / Ulusalcıları) tutarken, diğer
bir kısım yazarlar ise, Millî Mücadele aleyhine tavır alarak, işgalci emperyalist devletlerle aynı bakış açısını ve onların menfaatlerini savunmuşlardır. İşgalci devletlere karşı
konulmamasını, onların isteklerine uyulmasını, hatta Yunan işgaline bile onları büyük devletler gönderdiği için karşı
çıkılmamasını istemişler ve zehirli yayınları ile halkı bu yönde ikna etmeye çalışmışlardır!
Bu bakımdan, Mütareke basını, işbirlikçidir, yaranmacıdır, millî hareket ve tepkilere düşmandır! Mütareke Basını,
emperyalizme karşı direniş ve direnişçilere kötü
gözle bakmış; onları adeta emperyalistlere ihbar
etmiştir! Bu sebeple Mütareke basını sömürge zihniyetlidir!
Buna karşılık; 1919 ve 1920'lerde, "Sivas" ve "Ankara"
demek, emperyalizme bir karşı duruş demektir!.. Bağımsızlık ve
kurtuluş kavgası demektir!.. Haysiyet ve şeref mücadelesidir!.. Bu kapsamda, Heyet-i Temsiliye bir hareket noktası, Millî Meclis ise Türk'ün yeniden dirildiği bir devrim yuvasıdır!.. </span></span></strong></p><blockquote>
</span></strong><p></span></strong></span></strong>......
</p></blockquote>
<p></p>
<p><span style="color:#663300;">Devamın <span style="font-size:180%;"><a href="http://turkyurdu-makaleler.blogspot.com/2007/10/mtareke-basn.html">BURADAN</a></span> okuyabilirsiniz </span></p>
<p></p></blockquote></span></strong></div>
<style type="text/css">A:link { text-decoration: none;}A:hover { background: url(http://i63.photobucket.com/albums/h122/freeglitters/linkhovers/2.gif);} </style>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-83258952605871165902007-10-31T18:29:00.000-04:002007-10-31T19:06:28.268-04:00NİHAT GENÇ'TEN YENİ ŞAFAK YAZARINA<span style="font-size:180%;">..........
</span>
<span style="color:#3366ff;"><span style="color:#993300;"><span style="font-size:130%;"><strong>On... Uzatmayalım. Peki sen kimsin? Sen hayatında hiç bağımsız bir yazar gördün mü, senin deden annen gördü mü, sen bağımsız bir yazarı birkaç metre mesafeden tanıma şansına sahip oldun mu? Bu ülkede cenazelerin ve şehit annelerinin feryatlarına siyasi hükümet tarafından resmi yasak gelecek ve hepiniz susacaksınız.. Haksızlık karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır. Sırf hükümetini korumak için Allah"ın Kur"anda vaadettiği şehitliğe dahi sınırlar ambargolar koymanın dinle ahlakla memlekette Allahla nasıl bir ilişkisi olabilir. Söyleyeyim, köpekçe bir ilişkisi olabilir, müslümanım diyen insanlar bu kadar vahşi bir siyasi ihtiras sahibi olamaz, olursa, bu memleketin tertemiz müslüman ve memleketseverinden tokatını yer. TV"de yaptığım birbuçuk saatlik konuşma bu kitapsızlara nasıl dayak atılacağının güzel bir dersidir, tekrar tekrar izleyin..
Onbir.. Ben zevklerime fikirlerime düşüncelerime ve memleket ve müslüman değerlerine olan aşkıma aykırı gelen her siyasi lideri her partiyi her düşünceyi canımın istediği ölçeklerde eleştirdim ve eleştirmeye devam edeceğim..
Oniki.. Bugün hükümetin elinde dört beş tane resmi kanal var, ayrıca kurdurduğu islamcı holdingler sayesinde dört beş tane daha var, ayrıca işbirliğine girip borçlarını erteleyip yalakalaştırdığı dört beş tane daha televizyon var.. Sizler de kalkın bu tv"lerde partinizi düşüncenizi anlatın, yazarlarınız siyasileriniz ne güne duruyor, niçin milyonlar sizi değil de bizim bir zamanlar adısanı bilinmeyen kanalımız SKY"ı izliyor... Şundan, SKY"da bugüne kadar editöryal bağımsızlık var ve inşallah olmaya devam eder, ve olmazsa başka bir bağımsız tv"de olmazsa yurtdışına gider bağımsız konuşmalarımızı sürdürürüz. Ama siyasi hükümetler parayla herşeyi satın alacağını sanıyor, gazeteleri tv"leri satın alıyor ve bu ülkeyi susturacağını düşünüyor. Böyle olmuyor, çünkü, milyonlarca insan doğru bir fikir bekliyor. Milyar dolarlar işe yaramaz. İşe yarayan şey ahlak onur ve doğru bir fikrin sahibi olmaktır. Doğru fikrin ilk ölçeği de şudur, mesela, şunu diyebilmelisiniz, Tayyip Erdoğan dinimden ve memleketimden büyük adam değildir, ama, bunu diyecek yürek hanginizde? <span style="font-size:180%;color:#ff0000;">...........</span></strong><span style="color:#ff0000;"><span style="font-size:180%;">
<strong><span style="color:#ffccff;"></span></strong></span></span></span></span></span>
<ul><li><strong><span style="color:#333333;">Makalenin devamını <span style="font-size:180%;"><a href="http://turkyurdu-makaleler.blogspot.com/">BURADAN</a> </span>okuyabilirsiniz</span></strong></li></ul><strong>
<span style="color:#ffccff;"></span></strong>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-31235414220851372992007-10-28T12:05:00.000-04:002007-10-30T19:18:15.036-04:00<strong><span style="font-size:130%;color:#ff0000;">Canımızdır, kanımızdır her şeyimiz bu vatan
Bastığın yerleri tanı altında <span style="font-size:180%;">Türk</span>'tür yatan
</span></strong>
<a href="http://www.imgloadtr.com/uploads/201b93be2d.gif"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 139px; CURSOR: hand; HEIGHT: 80px; TEXT-ALIGN: center" height="239" alt="" src="http://www.imgloadtr.com/uploads/201b93be2d.gif" border="0" /></a>
<div><a href="http://sehitler.abshell.net/index_files/abshell.gif"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 407px; CURSOR: hand; HEIGHT: 93px; TEXT-ALIGN: center" height="73" alt="" src="http://sehitler.abshell.net/index_files/abshell.gif" border="0" /></a>
<div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoHb19cIzzVHRsM2KjO13cHxwBE1DBwhWEw5uPqzfauSUDnJGmqmFCiS1rpxzze85T4qE5yhyWNJvitU7NAiW305C42OU8aJMb2sQ_pYXb6o3P_IJ-Fcjq-G1wzkviM97H78sBGPK_d0Xj/s1600-h/sivas+zara+ferhat.gif"></a>
<div></div></div></div>Unknownnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-8676545380728836311.post-28233856946528898212007-10-14T18:06:00.000-04:002007-10-14T18:09:01.890-04:00<a href="http://www.gonuldensevenler.com/images/sehit.jpg"><img style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 468px; CURSOR: hand; HEIGHT: 288px; TEXT-ALIGN: center" height="234" alt="" src="http://www.gonuldensevenler.com/images/sehit.jpg" border="0" /></a>Unknownnoreply@blogger.com